26 Eylül 2016 Pazartesi

Küçük Dekorasyon Dokunuşları

 Selamlar :)

 Bir süredir blogu boşladığımızın farkındayız.Bu süreç ekip olarak yeni ev, iş, şehir gibi faktörlere alışmakla geçti.Tabi bu sürede sonbahar resmen geldi, havalar birden buzz kesti.Doğal olarak evde geçen süre arttı.Bendeniz de evde geçen süreyi daha keyifli kılmak için bazı küçük dekorasyon önerilerini sizler için  derledim.

- Çerçeve...Bol bol çerçeve...İçinde ister şıkır şıkır bi anınızda çekildiğiniz havalı bir poz, ister en eğlenceli anlarınızdan şapşal bir fotoğraf olsun ya da  hayata dair güzel yazılar veya atmaya kıyamadığınız kurutulmuş çiçekler...Çerçevesi bol duvarlar yaşadığınız yeri kişiselleştirmek için bire bir.




-Minik mandallar da duvarınızı kişiseleştirmek için oldukça şık bi seçenek. Çerçeveye nazaran da baya  düşük bütçeli.

-Sonbaharın puslu havasına en yakışan objeler kesinlikle mum.Bazen kokusuna bayilip aldığımız, bazen de şekline vurulup yakmaya kıyamadığımızı mumlar, mumlarımız:)





-Örgü puflar.Bu tatlışları pinterestte görüp tek kelimeyle ba-yıl-dım.Youtube'de yapım videoları da mevcut.Tabi biraz da yetenek gerek bu tarz şeyler için.Neyse o konulara girmeyelim:)


-Dünyadaki bütün kupalar benim olsa yine yetmez, o kadar çok seviyorum.Bardak harici, düzenleyici olarak da gayet güzel seçenekler.




-İster kurutulmuş, ister yapay ya da taze çiçekler...Evinize küçük ama en etkili dokunuşlardan.





-Parıltı...Belki bir vazo, belki yastık.



-Magnetler buzdolabınıza ruh, mutfagınıza da enerji katan detaylar:)




-Ve renk...Daha fazla, sizi daha çok yansıtan, içinde huzurlu hissettiğiniz renkler..










Sizin de dekorasyona dair farklı fikirleriniz varsa yorum olarak bırakırsanız çok sevinirim.Sevgiler...

Gülin...

P.s. Görseller pinterestten alınmıştır. 

14 Eylül 2016 Çarşamba

SU ve SAĞLIK

         

                                                           



                                                               


  Merhaba  sevgili okurlar;


 Bugün Kurban Bayramı'nın 3. günü ve benim ilk yazım canlarım ve tabi ki sağlıkla alakalı :)  Eveet.
Etler dağıtıldı ve bir kısmıda tüketilmeye başlandı değil mi ? İşte bol bol yediğimiz bugünlerde aslında tam da ihtiyacımız olan bir konudan bahsedeceğim sevgili okurlarım;  su , suyun fonksiyonları ve öneminden  bahsedeceğim . Lüttfen dikkatli okuyunuz efendim....

  Hayatımızın her anında olan onsuz asla olamayacağımız bir maddedir kendisi. İnsanoğlunun yaşamaya başladığı ilk günden itibaren yaşam şeklini , yerleşimini bile kendisine göre ayarlayacak kadar önemi olan bir madde su bizim için. Bilimsel olarak vücudumuzun büyük bir çoğunluğunu oluşturan ve birçok hayati ve metabolik olayda önemli rollere sahip bu madde , saymakla tükenmeyecek kadar çokta faydaları mevcut değil mi? Bu zamana kadar birçok yerde bol bol su tüketin cümlesini heryerde duymuşsunuzdur . Haydi gelin neden bu kadar önemli bu madde biraz açıklayalım...
 
   Neler yapar  içimizde peki bu madde ? Vücudumuz aslında küçük bir fabrika gibi tıkır tıkır işleyen bir sistemdir ve işlerin aksamadan ilerlerken en çok kullanılan yapıtaşlarından biri şüphesiz su. Su, bu minik fabrikada gerçekleşen tüm metabolik süreçlerin başlamasını ve devam etmesini sağlar yani herşeyden önce metabolizmamızı çalıştırır. Hücrelerimizi birarada tutan bir bağlayıcıdır kendisi ki hücrelerimizde ve boşluklarında bolca su bulunur ve bizi bir kalıp gibi güzelce birarada tutar. Hücrelerin çalışmaya devam edebilmesi için onlarda beslenmeli değil mi ? İşte tamda bu noktada gerekli olan maddeleri hücrelere taşır ve beslenmelerini sağlar. Tabi ki bu minik fabrikanında atıkları olacak . Bu atık maddelerin vücuttan uzaklaştırılmasında gözardı edilemez bir role sahiptir.


    Efendim faydaları saymakla bitmez  demiştik. O güzel böbreklerimiz varya işte fazla olan su idrar dediğimiz yapı şeklinde böbreklerden atılır . Bu süreçte böbreklerimiz çalışır ve zamanla içinde birçok insanın büyük bir problemi olan taş vb. maddeler zamanla oluşabilir. Eğer bu zararlı yapıların oluşmasını önlemek istiyorsak bıl bol su tüketin efendim. Su , bizim yaz kış ısı ayarlamamızı sağlar ;yazın daha serin hissetmemizi kışın ise daha çok ısınmamıza yarar. Yine vücudumuzun atıklardan temizlenmesinde etkili olan barsaklarımızında bolca suya ihtiyacı vardır. Su içmek kalp ve damar hastalıkları riskinide azaltır  söylemişmiydim? Kendimizi daha sağlıklı  ve zinde hissetmemizi sağlar.

    Kilo vermek isteyenler kimler sevgili okurlarım? Valla hiç yalan söyleyemeyeceğim düğünümden önce bende birkaç kilo versem harika olacak. Peki size hayati bir bilgi vereyim, su içmeden asla ve asla zayıflayamayız arkadaşlar haberiniz ola... Peki ya güzel cildimiz? Her zaman ışıl ışıl ve canlı görünmek isteriz değil mi? Özellikle bayan okurlarımın eveeet diye cevapladığını duyar gibiyim. Her zaman daha canlı daha genç bir cilde sahip olmak istiyorsak bol bol su tüketin güzellerim.

     Yazmakla bitiremeyeceğim kadar çok fonksiyonu ve faydası olan bu maddeyi yaz yaz bitmez canlarım. Sizi daha fazla bunaltmak istemiyorum bu bayram günü ama lütfen hayatınıza suyu katın olur mu? Haydi şimdi herkes yerinden kalksın ve sağlık için 1 bardak su içsin :)  Bir sonraki yazımızda görüşmek üzere .Herkese iyi , sağlıklı, mutlu bayramlar  :)
Merve...

8 Eylül 2016 Perşembe

YEDİN BENİ YDS :)

Hazır yds yeni geçmişken, bunu kaçırdım bari öbürünü kaçırmayayım diyen arkadaşlar için bir kaç öneri paylaşacağım. Hepsi de tecrübeyle sabittir :) YDS; uzun adıyla yabancı dil sınavı ülkemizde pek çok yerde şart konulmuş bir sınav haline geldi... kimimiz akademik kariyer için, kimimiz terfi için, kimimiz daha farklı şeyler için ydsye ihtiyaç duyuyoruz veya duyduruluyoruz orasını bilemicem :D benimkisi akademik kariyerle ilgili olan kısmına dahil oluyor... ciddi anlamda 1 yılımı bu sınav için ayırmış ve alnının akıyla geçmiş biri olarak size nacizane önerilerde bulunacağım. Ben ingilizce öğretmeni veya yds konusunda master yapmış biri değilim. Sadece hazırlık döneminde ben ne yaptım onlara dayanarak sizin yapabileceklerinizi sunacağım.
Öncelikle çok çalışmak değil, düzenli çalışmak... şimdi elbette çok çalışma da şart ancak tüm konuları 1 haftaya sığdırmak çok çalışmak değildir... ben günde en az 5 saat çalışarak geçebildim bu sınavı. He sizin temeliniz iyidir orasını bilemem. Benim biraz kötüydü temeli düzeltip binayı öyle oturttuk. Neyse ilk madde neymiş: çok ama daha da önemlisi düzenli çalışmak. Bunda hem fikir olduktan sonra ikinci önemli madde "kelime"... özellikle okuma parçalarında kelime  bilginiz olmadan soruyu yapmanız çok çok zor. Çünkü pastanın büyük dilimini oluşturan reading kısmı tamamen anlamsal bilgiye dayanmaktadır. Nasıl kolay ezberliyorsanız ona uygun bir çalışma metodu uygulayın. Kelimeleri bir kağıda yazip torba içine atıp rastgele çekebilirsiniz, kağıda defalarca yazabilirsiniz orası size kalmış... Ancak kelime hazinenizin geniş olması size çok büyük avantaj sağlayacaktır. Önceki yıllarda yds ve onun formatındaki sınavlar(üds, kpds vb.) daha çok taktiksel metodlara dayanıyordu. Örneğin yapıya bakarak asla olmaz diyerek en az 2 şık eleyebiliyorduk. Ancak şimdi öyle değil. Çünkü tüm şıklar soru kökündeki yapıya uyum sağlayacak şekilde konuluyor. Bu yüzden okuduğunu anlamak çok önemli. Elbette ingilizcedeki tüm kelimeleri ezberleyemeyiz ancak parçanın genelini anlayabilmek yeterli olacaktır. Diğer önemli husus hiçbir soruyu hafife almayın. Gözünüzden kaçabilecek ufak ayrıntılara dikkat edin. Tenselere ve zaman eklerine dikkat edin. Ve bol soru çözün, kendi kendinize deneme yapın. Böylelikle kuralı soru üzerinde gördüğünüzde aklınızda daha kalıcı hale gelecektir... Yds ile ilgili öğrenmek istediğiniz başka şeyler varsa aşağıya yorum olarak bırakabilirsiniz... hepinize iyi çalışmalaar :) monetablogg'dan sevgiler...