27 Ekim 2016 Perşembe

Eşsiz Bir Lezzet : Edirne Tava Ciğeri



Eşsiz Bir Lezzet : Edirne Tava Ciğeri

Herkese yeniden merhaba...
Bu haftaki postumuz insanoğlunun olmazsa olmazlarından.Midemiz :) Ahh o midemiz yerli yersiz guruldamaya başladı mı ne yapacağımızı şaşırır,gözlerimiz etrafı radar gibi tarar ve ağza sokuşturmalık ne var ne yoksa yiyiveririz.

 " Ne giyeceğim ? " den sonra belki de en büyük derdimiz "Ne yiyeceğim ?" dir.Hal böyle olunca hangi mekanda ne yenir şöyle bir araştırırız.
Her yerde herşeyi yemeyen biri olarak en beğendiğim mekanlardan birinin gönül rahatlığıyla sizlere tavsiye edebilirim.Neresi mi ? Edirne Niyazi Usta Tava Ciğercisi...


Birçoğunuzun ııyy dediğini duyar,yüzünü ekşittiğini  görür gibiyim ama şimdi bu konuyla ilgili bütün önyargılarınızı bir poşete koyup ağzını da sıkıca bağlayıp camdan aşağı atıyorsunuz.Neden mi ? Cevabı basit.Çünkü bu bildiğiniz ciğer değil,bambaşka birşey.


Edirne ciğerini diğer ciğerlerden ayıran önemli farkları kısaca özetlemek istiyorum.
---Öncelikle karaciğer kesim ve doğrama sırasında en ince zar,damar ve sinirlerden itinayla arındırılıyor.
---Doğrama işleminde ise ciğer dikey ve yatay olarak yaprak şeklinde kesiliyor.( Özelliği bu )
---Son işlem pişirme...Adından da anlaşılacağı gibi tava da pişiriliyor.Kullanılan tavanın da bir püf noktası var o da tavanın alüminyumdan ve özel oluşu.Tavanın içine konan yağ yaklaşık 115-120 santigrad dereceye kadar kızdırılıyor ki ciğer yağın tamamını çekmesin.Edirne yöresinin buğdayından üretilmiş un ile iyice harmanlandıktan sonra kızgın yağın içine atılıyor.
---Gelelim servis edilmesine...Serviste en önemli garnitür kurutulmuş kırmızı bibelerdir.Pek de lezzetlilerdir.Bu biberler doğal olarak kurutuluyor ve ciğer gibi kızgın yağa atılarak pişirildiği için çıtır mı çıtır bir lezzet olarak karşınıza çıkıyor.Bu biberlerin yayında acılı ezme ve soğan-maydanoz ikilisi iştahınızı ikiye katlıyor.

Mekana gelince burası hemen hemen tanığıdımız bütün ünlülerin uğrak yeri olan hatta bazı sanatçıların özellikle yemek yemek için geldiği Edirne de vazgeçemedikleri ortak nokta diyebilirim.Mekan, eski büyük bir evin restorasyonuyla ayakta duruyor.İçeri girdiğinizde tüm duvarlar buraya gelen ünlülerin fotoğraflarıyla dolu.Hizmet 10 numara 5 yıldız
Yolunuz düşerse ya da önyargılarınızı bir kenara bırakıp bu lezzeti yerinde denemek isterseniz çıkın çıkın gelin :)



Senem


11 Ekim 2016 Salı

EKİM: Meme Kanseri Farkındalık Ayı





          

Sevgili okurlarımız; sizler için bu ayın en önemli ve muhakkak kaleme alınması gerektiğini düşündüğümüz bir konuyla karşınızdayız. Konumuz tabiki meme kanseri ve farkındalığının artırılması. Özellikle sağlık alanıyla alakalı benide çok ilgilendiren bir konu olduğu için sizleri en basit ve anlaşılır şekliyle aydınlatmaya çalışacağım. 

Kanser tüm Dünya'da olduğu gibi ülkemizde de önemli bir halk sağlığı sorunu olup, sonuçlarında da geç teşhis edilirse malesef ki ölüm gibi durumların yaşandığı kötü bir süreç. İnsan hayatını büyük yıkıma uğrattığı gibi ülkelerinde aslında tedavi anlamında maliyetlerinde artışa sebep olan ve iş gücü gibi kayıplarında yaşandığı komplike bir sorundur. Özellikli olarak meme kanserini ele alacak olursak kadınlar arasında en çok görülen kanser tipi olup günümüzde erkeklerde bile kadınlara oranla az da olsa görülmeye başlamıştır.Araştırmalara göre 2000 'li yıllardan beri kadın kanserlerinin %20-25 ini oluşturduğu belirtilmiştir. Bu düşünüldüğünde gerçekten de yüksek bir orandır.



Peki bu hastalığın risk faktörleri nelerdir? Oluşmasına sebep olan durumlar konusunda biraz bilgilenebilirsek belki bu yüksek oranların düşmesinde de etkili olabilir. En önemli faktörlerden biri ailede meme kanseri öyküsü olan birinin bulunup bulunmaması. Yani eğer ailenizde annenizde ya da ablanızda ya da herhangi birinde bu hastalığın teşhisi yapıldıysa siz de risk altındasınız ve bu konu açısından dikkatli olmalısınız. Araştırmalara göre ilk adet olma yaşının da erken olması riski artırdığı belirlenmiş. Tabi ki her kanser açısından riski artıran durumlar olan fazla kilo ve sigara gibi kötü alışkanlıklar meme kanserini de artırmada önemli role sahip.



Sevgili okurlarımız, yukarıda risk faktörlerinden bahsettik basit olarak. Eğer bu riskleri hayatımızdan olabildiğince kurtulabilirsek ve sağlıklı yaşam kurallarına uyarsak inanıyorum ki bu oranlarda azalma yaşanacaktır. Düzenli ve dengeli beslenmeyi yaşam ilkesi haline getirmek, düzenli egzersiz yapmak, sigara ve alkol gibi alışkanlıklardan uzak durmak çok etkili yöntemlerden. Çok çok önemli durumlardan birtanesi de erken teşhis. Erken teşhis hayat kurtarır sevgili okurlarım. Ülkemizde 40- 69 yaş arası her kadının 2 yılda bir mamografi(mem kanseri teşhisi için kullanılan görüntüleme yöntemi) çektirmesi tavsiye ediliyor. Peki ya 40 yaş altı bayanlar ne yapacak ? Kendi kendine meme muayenesi !! Eminim ki duymuşuzdur biyerlerde ama kaç kadın düzenli olarak yapıyor merak ediyorum. Biraz da bu muayene nasıl yapılıyor bundan bahsetmek istiyorum...


Kendi kendine meme muayenesi (KKMM) her ay adet döneminin 5.-7. günleri arasında yapılmalıdır çünkü bu dönemde meme dokusu daha hassas durumdadır. Menopoz dönemine girmiş bayanlar ise her ayın belli döneminde muayenesini yapmalıdır. Muayeneyi adımlar şeklinde anlatmak istiyorum.

1.Öncelikle aynanın karşısına geçin ve ayakta kollar yanda düz şekilde iken meme dokusu göz ile tamamen taranmalıdır. Herhangi bir şişlik, içe çekilme, akıntı, şekil bozukluğu vb. durumlar açısından memeler göz ile taranmalıdır.

2.Her iki kolları baş arkasında birleştirin ve dirseklerden biraz açık tutun ve 1. adımda değerlendirdiğimiz şekliyle memeleri aynı durumlar açısından değerlendirin.

3.Ellerinizi belinize koyun ve omuzları hafif öne doğru itin ve belinizden hafifçe yere doğru bükülün ve bu durumdayken yukardaki durumlar açısından tekrar göz ile memelerinizi tarayın.

4.Bir kolunuzu yukarı doğru kaldırın ve diğer elinizin 2.,3.,4. parmaklarını birleştirin ve meme ucundan başlayarak meme dokusuna dairesel hareketlerle bastırarak ve kaydırarak koltukaltlarına kadar(koltuklatları da dahil)tarayın. Yuvarlak hareketle ilerlenmeli ve bütünlük açısından el hiç meme dokusundan kaldırılmamalı.

5.Aynı işlemi diğer meme için 4. maddede anlatıldığı gibi uygulayın.Daha sonrasında her iki meme içinde koltukaltlarından başlayıp meme uçlarına doğru dairesel hareketlerle kayarak 2. taramayı yapın.

6. Şimdi düz bir zemine uzanın ve her iki meme içinde 4. ve 5. maddelerde anlatıldığı gibi sırtüstü yatar pozisyonda iken tekrarlayın. Fakat bu işlemi yerde uzanırken muayene ettiğiniz meme tarafındaki omzun altına ince bir yastık koyarak yapmayı unutmayın.

Unutmayın ; elinize gelen her kitle kanser anlamına gelmez telaşlanmayın falat unutmayın ki böyle bir durum farkederseniz doktora gözükmede fayda vardır. Umarım yeterince açıklayıcı şekilde sizi bilgilendirebilmişimdir. Nice sağlıklı günlerimiz olsun. Tekrar görüşmek üzere efendim.

2016-2017 SONBAHAR- KIŞ MODASI

Yepyeni bir yazıyla karşınızdayııımmm…  Bu aralar biraz boş bıraktık buraları farkındayız ama ben kendi  adıma konuşayım yeni eve taşınma okulların açılması falan derken düzeni yeni oturttum sayılır. Söylemesi ayıp değil yüksek lisansa başladım da birazcık. Varsa bir tebriğinizi alırım J
Neyse açıldı yine çenem. Konumuza dönelim. İçinde bulunduğumuz sonbahar ve önümüzde bir kış bizi bekliyor. Biz kızların ortak derdi tabii ki ‘’ne giyicez’’. Efendim öyle rastgele de giyinemeyiz yani kokoşluktan ödün vermek namımıza yakışmaz. O yüzden siz zahmet etmeyin ben bu yılın sonbahar- kış modasını sizler için derleyip yazıyorum. Overlok makinesi ayağınıza geldi anlayacağınız  :D
Kıyafetten başlayacak olursak. Bu yıl şişme montları sık sık göreceğiz. Kendi jenerasyonumdan hatırladığım kadarıyla en son 2000’li yılların başlarında bu tarz montlara sahiptik. Ancak bu yıl bu montlar tarihinin en parlak dönemini yaşayacak. Zira renkleri coşacak bedenleri kabına sığmayacak. Evet doğru anladınız. Vücudunuzda biraz ‘’boyfriend’’ tarzı duran şişme montlar moda olacakmış öyle diyor otoriteler. ‘’Büyük alalım seneye de giyer’’ mantığı yani tamamen :D Onun dışında kaşe, kaşmir veya nubuk kabanlara da gözlerimiz alışacak.

Bursalı mısın kadifeli gelin çaydan mı geçtin diyerek Dülücüğümüze seslenirken (Bursalı kendisi) kadifenin bu sonbahar ve kış kreasyonumuzda gardırobumuzda yer alacağını belirtmek isterim. Kadife taytlar, pantolonlar, bluzler kombinleyebileceğimiz parçalar arasında olacak. Ki bence naçizane fikrim abiyelerde dahi kendilerini görebiliriz. Hıımm kadife abiye… İyidir iyidir sıcak tutar kız :D
Deri… Evet bu kış da bizimle birlikte. Ancak geçen yıldan farklı olarak parlak deri kıvamında. Bana sorarsanız ben kıyafette mat derinin daha şık durduğu görüşündeyim. Yani şimdi mat deriden yapılan bir taytı giydiğinizi düşünün bir de parlatılmış haliyle. Muşamba gibi J ama zevkler ve renkler tartışılmaz tabii ki.
Pileli midi boy etekler yazın olduğu gibi hakimiyetini sürdürüyor.  Pileli olmasının dışında eteklerde çiçek desenlerini ve nostaljik dokuları görmek mümkün.
Renk olarak incelediğimizde bu kış oldukça renkli geçeceğe benziyor. Hem kim demiş canım kış koyu renklerle, boz, dumanlı renklerle geçer diye hiç de bile. Sonbaharda genelde yaprak renkleriyle yani sarı, hardal, kiremit kırmızısı, kızıl kahve gibi renkleri tercih ederken kışın daha vurgulu renkler bizi bekliyor olacak. Lila, kobalt mavisi, kırmızı, pembe, haki, zeytin yeşili, lacivert gibi arttırabileceğimiz örnekler mevcut.











Ayakkabı trendlerine bakarsak sanki bu kış biraz daha maskülen ayakkabılar göreceğiz gibi. Durun sakin olun stilettolar elbette hala var. Allah stilettoya zeval vermesin o ayrı ama daha sert hatlı düz ayakkabılar kış modasında kendini gösteriyor. Onun dışında ayağı bilekten saran botlar ve kısa kare topuklar da görmek mümkün.




Ayakkabı demişken çantayı es mi geçelim tabii ki hayır. Bu kış kullanacağımız çantalar mini mi mini, kutu mu kutu, ufacık mı ufacık. Peki ne manaağğğ  ‘’Ayol biz ne sığdırcaz ona beee’’ diye bağırasım gelmiyor değil hani. 1 cüzdan 1 telefon tamam yetti bitti gitti daha da başka bir şey koyamayız. Bunun tazelemek için yanımıza aldığımız makyaj malzemesi var, kağıt mendili ıslak mendili var, çanta boy da olsa bir parfümü var, var da var yani. Tamam bavul taşımayalım ama el insaf bunlara da bir şey koyamayacağız.








Eee Seda giyindik süslendik peki saç makyaj yok mu? Var anam var burada her şey var. Saçlarda model olarak kâküller geri geldiler. Yazın özellikle lob kesimler modayken kışın Rapunzel ablamıza ithafen saçlarımızı uzatıyoruz. Aman camdan pencereden sarkıtmayın sakın he değmiyorlar boşverin.  ‘’Topla saçlarını Rapunzel. Deyyus merdivenleri kullansın.’’ Diye bir söz okuyup beğenmiştim bir ara. Neyse bu Güzin Ablalık olayı başka bir posta kalsın bence girersek çıkamayız =) Sonra bu uzun saçlarımızı ne yapıyoruz? Ensede at kuyruğu şeklinde toplayabiliyoruz (Çok şık duruyor bence), tost yapabiliyoruz (çok severim), su dalgası olarak serbest bırakabiliyoruz, dağınık örgüler yapabiliyoruz, ıslak görünüm vererek arkaya yatırıyoruz (Memoli gibi) veya amaann onla mı uğraşacağım derseniz dümdüz salınmış bir vaziyette bırakabiliyoruz.  Renk olarak sarının 50 tonu diyoruz. Küllüsünden kirlisine, pilatininden çilek sarıya kadar her ton sarı kabulümüzdür. Ay ben sarı sevmem derseniz de kızıl kahveler bu kış yine çok moda ve tabii ki ombre hala bizimle. Hep bizimle olsun gitmesin ombre J
Makyajda ise no makeup makeup yani  yok gibi makyajlar devam ediyor. Onun yanı sıra gözlerde glitter havası simli parlak farlar devreye giriyor. Reklam yapıyor gibi olmayayım ama wet&wild’ın tekli farlarında var ya hani böyle rengarenk full pullu simli renkler işte onlardan. Gelinin kız kardeşi gibi dolanacağız yani bu kış. Ama ne yapıyoruz?  O farları sürdüysek kırmızı ruj sürmüyoruuuzzz… Nude tonlar tercih ediyoruuuzz. Denge önemli.
Ben gözlerimi değil dudaklarımı ön plana çıkartmak istiyorum derseniz de far kullanmayıp pek ala kırmızı rujunuzu sürebilirsiniz. Veya makyaj hayatımıza yeni yeni girmeye başlayan kahverengi, siyah gibi kopkoyu rujları tercih edebilirsiniz.
Sus hiçbir şey söyleme! Sen sus da gözlerin konuşsun desinler istiyorsanız bırakın farı ruju kirpiklere odaklanın. Göz kapağınızı nötrlemesi açısından belli belirsiz nüde bir far, dudak renginizle aynı tonda bir ruj ve yüklenin kirpiklere. Koşuuunnn maskaraları öldürüyorlaaarrr… 2-3 kat sürerek ( topaklandırmadan) yoğun kirpikler elde edebilirsiniz.
Ne olursa olsun şunu aklınızdan çıkarmayın : ‘’Moda insanın kendisine yakışanı giymesidir.’’ Ve kişinin en güzel kıyafeti gülümsemesidir. Bol gülümsemeli günler sizinle olsun. Sevgiler…
Seda <3


8 Ekim 2016 Cumartesi

Eylül Favorileri

Selamlar,

 Yaz bitti bitiyor derken Eylül'ü bile bitirdik, neredeyse sonbaharı yarıladık.Ve bu ay da diğer aylar gibi beğendiğimiz film müzik, kozmetik vs. birbirimize önermekle geçti. Biz de bu beğenilerimizi neden  toparlayıp blogda yayınlamıyoruz diye düşündük ve Eylül ayı itibari ile beğendiğimiz her şeyi ay ay sizinle ortak bir yazı ile paylaşmaya karar verdik. Eylül ayında Gülin, Merve, Senem, Seda olarak beğendiğimiz,  ürünleri ise şöyle;


 -Lipton moraccan mint yeşil çay:Şu ana kadar neredeyse tüm poşet yeşil çay çeşitlerini denemiş biri olarak rahatlıkla söyleyebiliyorum ki içtiğim en güzel yeşil çay. İçerisinde o yoğun nane tadı acayip ferahlatıyor insanı. İçtikçe içesiniz geliyor. Fiyatı yanlış hatırlamıyorsam 4.95 TL




-Lipton  bergomatlı yeşil çay:Bergomat ve yeşil çayın tadı birbirini çok güzel dengelemiş, içimi gayet yumuşak.Bu ay kaç kutu bitirdiğimi hatırlamıyorum bile tam anlamıyla bayıldımmmmm..





-French press ile süt köpütmek:Belki çoğunuz biliyordur ama ben yeni öğrendim ve her önüme gelene anlattığım bi yönteme dönüştü bu.Siz de benim gibi kahveyi sütsüz içemiyorsanız evde kahve makineniz ya da süt köpürte aparatınız da yoksa ve kahvenize süt köpüğü dokunuşu istiyorsanız(ay ne uzattım) french prese koyduğunuz sıcak sütünüz aşağı yukarı seri hareketlerle müthiş bir şekilde köpürtebilir ve kahve keyfinize keyif katabilirsiniz.



-Watsons termos mug:Dış görünüşüne bayılarak aldığım bu mug beklentimin fazlasıyla üstünde çıktı.İçine sabahın köründe koyduğum kahve öğleden sonra hala içilebilcek ısıdaydı.Termos mug arayışındaysanız Watsonslara da bir sorun derim.


-Sek quark:Tatlıyla kankitoysanız ama bi yandan da kalorisini düşünüyorsanız içiniz rahat rahat yiyebileceğiniz bir seçenek. Ay resmen reklam gibi oldu ama değil öz düşünce. :) meyveli yoğurt gibi ama değil. Aslında yağı azaltılmış peynir diye geçiyor. Meyve olarak çeşitli seçenekleri var ama favorim orman meyveli. Belki de orman meyvelerini çok sevmemdendir. Meyveli yoğurt gibi görüntüsü var ancak meyveli yoğurtlar kadar tatlı değil. Daha şekersiz.




-Tavuklu tost: (Yakında yapılışını blogda bulabileceksiniz:))

-Tuna kiremitçi – gonca vuslateri sana dair.(Dinlemek için Tık tık )

-Fettah Can - Delirme dinlemek için Tık tık (Geç kalınmış bir keşif)

-Sıla- Erol Evgin- Ateşle Oynama Dinlemek için Tık Tık

-Ümit Besen- Pamela- Seni Unutmaya Ömrüm Yeter Mi? Dinlemek için Tık Tık

-Bir film önerisi olarak: Senden Önce Ben -Anlatmıyorum. Izleyin :)

- Blistex medplus dudak balmı-Son zamanların hatta tüm zamanların favorisi.Nemlendiriciligi muthis.Ozellikle sivilce icin hap kullandigim ve dudaklarimin parca parca oldugu zamanlarda kurtarıcımdi.Dudakta bıraktığı  ferahlik hissi harika.




-Loreal Skin Perfect Bb krem: Loeral'in cilt bakım serisinin Bb kremi uzun süredir kullandığım bir ürün.Skin Perfection genel bir cilt rengi eşitleyicisi tam olarak.yaklaşık 1,5 yıl kadar önce yorgunluktan sapsarı olan yüzümü görünce almaya karar verdiğim ve halen kullandığım minnoş mu minnoş bir ürün.Ben orta tonunu tercih ediyorum.Fondötenin aksine ciltte kesinlikle tabakamsı bir görüntü oluşturmuyor.Sonuç...Cildiniz bebeksi bir renge kavuşuyor e daha ne olsun :) Kullanım süresini soracak olursanız neredeyse hergün kullandığımı düşünürsek 7-8 ay gibi bir süre size yoldaşlık ediyor. Fiyatı normal sayılabilecek alternatifler arasında..27 tl


-Garnier Micellar Kusursuz Makyaj Temizleme Suyu:Yaklaşık 10 gün önce reklamlarda gördüğüm bir ürün bu.İlk fırsatta gittim aldım ,almadan önce de Skin Perfection Bb Krem sürdüğüm yüzümün küçük bir bölgesinde denedim.Ne var ne yok hüüüp diye içine geçti caanım micellar.Gözü kararttım aldım dostlar,pek de memnunum.Üstelik yüzünüzü temizledikten sonra yağlı bir durumla da karşılaşmıyorsunuz yani yeniden bir ürün kullanmanıza gerek kalmıyor.En beğendiğim özelliklerinden biri de bu oldu.Pırıl pırıl bir cilt için sizde alın canlarım.


Bizim bu eylül ayi favorilerimiz bu şekilde :) Sizin de bu ürünler  arasinda deneyimlediginiz ürünler  varsa yorum olarak birakirsaniz seviniriz:) Sevgiler ...